Yapay Zeka Sigorta Sektörünü Derinden Etkileyecek!
Fayda ve risklerin doğru şekilde yönetilmesi ve sigorta şirketlerinin deneyimleri iyi yorumlaması durumunda yapay zekânın sektörde yaratacağı etkinin büyük boyutlara ulaşması bekleniyor
Yapay zekâ, tüm endüstrilerde olduğu gibi, sigortacılık alanında da hızlı bir şekilde önemli bir teknoloji haline geliyor. Bu sebeple şirketler ve düzenleyici organlar bu teknolojinin sunduğu olanaklar ile birlikte, sektörde yaratabileceği muhtemel riskler üzerine çalışmalarını yoğunlaştırmış durumda. Birçok kurum halen yapay zekâyı anlamak üzere tartışmaya devam ediyor. Ancak bir o kadar kurum da erken aşamada pilot uygulamalara başlıyor, bu modelleri stratejik bir etmen olarak gelecekte nasıl konumlandırabileceğini ve yaratacağı olumlu etki kadar muhtemel sorunları değerlendiriyor. Yapay zeka uygulamalarının sektörü derinden değiştireceğini söyleyen EY Türkiye Danışmanlık Hizmetleri, Dijital Strateji ve Dönüşüm Müdürü Mert Özgür, konuyla ilgili şu açıklamalarda bulundu:
“Microsoft ve EY Türkiye Danışmanlık Hizmetleri’nin, Türkiye’yi de değerlendirmeye aldığı Orta Doğu ve Afrika’da Yapay Zekâ raporuna göre finansal hizmetler sektöründe gelişmiş yapay zekâ kullanımı %6 olarak belirtiliyor. Rapor, gelişmişlik oranı göz önüne alınarak irdelendiğinde, bankacılık ve sigorta şirketlerini barındıran finansal hizmetler sektörü, profesyonel hizmetler ile bilişim ve telekomünikasyon sektörlerinin peşinden üçüncü basamakta yerini alıyor.
Yapay zekâyı, finansal hizmetler sektörünü yakın bir gelecekte tamamen değişikliğe uğratabilecek, yeni ürün ve hizmetlerin hayata girmesine olanak sağlayabilecek, özetle yeni iş modellerinin doğmasına fırsat tanıyacağını öngören üst düzey yöneticilerin oranı ise %62 olarak belirtiliyor. Raporun bu sonuçları değerlendirildiğinde ise sigorta şirketlerini yakın gelecekte büyük bir dönüşümün beklediğini söylemenin yanlış bir çıkarım olmayacağını düşünüyoruz.
Yapay zekâya yapılan teknolojik yatırımlar ve dönüşümün ivmelenmesi ile bu alanda teknik yetenekler gün geçtikçe artıyor. Bir makineyi eğitmek (akıllandırmak) için harcanan zaman bundan birkaç yıl öncesine kadar aylar alırken, günümüzde artan verinin ve ölçeklendirilmiş bilgisayar işlem kapasitelerinin kullanımı ile birlikte dakikalara kadar inmiş durumda. Makine öğrenimi destekli doğal dil işleme teknolojileri, insanların konuşma dilini tanıma yeteneğini kazandı ve hatta aştı diyebiliriz. Artık kişisel asistan olarak sizin yerinize etkileşim sağlayabilen akıllı cihazlar evlerimize kadar girdi. Bu durumdan elbette her sektör kadar sigortacılık alanı da nasibini alacak.
Her ne kadar finansal hizmetler en gelişmiş yapay zekâ teknolojilerine sahip sektörlerden biri olarak görülse de rapora göre, bu sektörün %25’i halen yapay zekâyı planlama aşamasında olduğunu belirtiyor. Bu aşamada sigorta şirketlerinin cevaplamaları gerektiğini düşündüğümüz bazı sorular olduğunu düşünüyoruz.
“Yapay zekâ, sektörde hangi problemlere çare olmalıdır?” ya da “yapay zekâ ile rekabetçi iş modellerini nasıl kurgulayabiliriz?” gibi soruları cevaplamak üzere iyi uygulama kullanım alanlarına göz gezdirmek faydalı olacaktır.
VERİMLİLİK ARTARACAK
Birçok yapay zekâ uygulamasının tahsis, müşteri hizmetleri ve hasar yönetimi alanlarında sağladığı otomasyon fırsatları ile verimlilik sağladığı ve operasyon maliyetlerini azalttığı görülüyor.
Müşteri deneyimi: Sesli yanıt sistemi ve chatbotlar vesilesiyle 24 saat destek veren müşteri hizmetleri alanında, maliyet azaltıcı ve hizmet kalitesini artırıcı uygulamalar devreye alınıyor.
Hasar yönetimi: İnsan müdahalesi ile karar verilen vakaların azaltılarak daha hızlı çözüm sağlayan ve işleme alan uygulamaların geliştirilmesi ile insan kaynağı maliyetlerinin azaltılması ve müşteri deneyiminin artırılması mümkün oluyor.
Suistimalleri önleme ve erken tespit: Sektörde önemli bir risk unsuru olan dolandırıcılık faaliyetlerinin takibi ve anomali tespiti çalışmalarında yapay zekâ uygulamaları etkin bir şekilde kullanılıyor.
Yetenek destek sistemleri: Ön büro hizmetlerindeki çalışanlara destek sağlayabilecek, yer yer koçluk yapabilecek doğal dil işleme yetkinliğine sahip yapay zekâ uygulamaları satış gücünün artışına ve çalışan memnuniyetinin kuvvetlendirilmesine olanak sağlıyor.
Yapay zekâ, sigorta şirketlerinin risklerini yenilikçi modeller ve veri setleri ile değerlendirmesine ve bu değerlendirme ışığında fiyatlandırma süreçlerine destek olabiliyor. Bu durum, geleneksel istatistik modellerinin yerini veriye dayalı olarak kurgulanan dinamik modellerin alabileceğinin bir göstergesi olarak karşımıza çıkıyor. Sigorta sektöründe faaliyet gösteren teknoloji (InsurTech) şirketleri bu dönüşümü mümkün kılacak yeni modeller ile piyasada yerini almaya başlamış durumda.
Yapay zekânın sunduğu öngörebilme yetisi ve hızla artan verinin etkisiyle iş modelleri, zararları güvence altına alma modelinden, risk unsuru olabilecek sorunları önceden tespit ve önlemeye doğru evriliyor. Nesnelerin interneti ile entegre yapay zekâ sistemleri olası riskleri önceden tespit ederek sigortalıları bilgilendirebiliyor ve önlem almaya destek olabiliyor. Bu durum sigortalıyı destekleyen ve müşteri deneyimini artıran bir fırsat olarak karşımıza çıkarken, sigorta primlerinde düşüşe sebep olan bir tehdit oluşturuyor. Bu da sigorta şirketlerinin iş modellerinde dönüşümü mecbur kılacak bir etmen olarak karşımıza çıkıyor.
Yapay zekânın beslendiği en önemli gıda veridir. Veri ne kadar sistem üzerinde mevcut ve ne kadar kolay erişilebilir, depolanabilir ise yapay zekâ yatırımları o kadar daha hızlı hayata geçiyor ve kazanım sağlıyor. Elbette şirketlerin bu verileri saklama ve koruma prosedürlerini de ciddiye almaları gerekiyor. Artık şirketlerin en önemli varlığının veri olduğu günümüz dünyasında kurumlara saldırılar en çok bu verilere erişim sağlamak üzere gerçekleştiriliyor.
Yapay zekânın sunduğu fırsatlar ve tehditler, şirketlerin üst yönetimlerine yeni sorumluluklar yüklüyor. Üst yönetimin “Yapay zekâ teknolojisi ile şirket hangi yöne doğru ilerlemeli, bu konuda şirketin kendisi nasıl bir sorumluluğa sahip?” sorusuna cevap bulması gerekiyor. Bu da yapay zekâ inisiyatiflerinin üst yönetim liderliğinde ve gözetiminde stratejik bir unsur olarak ele alınması gerekliliğini ortaya koyuyor.
Yapay zekânın sunduğu fırsatlar ve riskleri doğru değerlendirebilen ve kurum stratejilerine etkin şekilde entegre edebilen sigorta şirketleri daha düşük maliyetle ürün ve hizmet sunabilirken, yeni iş modelleri ve yeni değer önerileri ile rekabette öne geçebilme fırsatı yakalayabilecek.”
Kaynak: Sigortacı Gazetesi